Hoşgeldin Yeniyıllll :)))

10'dan geri saymaya başlamadan önce bu yazıyı yazmaya başladığım için rahatlıkla diyorum ki yeni yılda daha çok blogumla ilgilenmemem için hiç bir sebebim yok : p Bence başarabilirim hadi hep birlikte bana inanalım :))) İnanırsak olur bence :))Gelelim yılbaşının güzelliklerine daha önceki yazımda geçen sene verdiğim ev partisinden bahsetmiştim. Yazıma buradan ulaşabilirsiniz. Bu yazımda da bu sene ki ev partimden bahsetmek istiyorum. Artık daha tecrübeli bir şekilde ilerliyorum diyebilirim. Ev partisi gerçekten keyifli ama tecrübelerime dayanarak söylüyorum. En iyi ev partisi arkadaşının evinde olandır :)) 


Hoop Geldi Mi Yılbaşı Telaşı

Yeni yıl yazılarına biraz geç kaldım sanırım :) Ama ucundan da olsa yakalarım dedim. Bu ara sanırım en sık yaptığım şey bişeyleri ucundan yakalamak. Bu işte iyiyim baya bir tecrübe kazandım :p Sonuçta kaçmıyorsa sıkıntı yok. Sarmış her yeri yılbaşı ruhu varsın yazım biraz geç gelsin :) Bir kaç yıldır düzenli olarak yılbaşını kalabalık olarak önceden kutlayanlardanım. Bu ara hani yeni moda oldu ya evett bende onlardanım. Yılbaşı koşuşturmasına girmeden dostlarla sakin bir akşamda birlikte olmak gerçekten keyifli oluyor. Hem de birden fazla yeniyıl kutlamasının kime ne zararı var :)



Buralar Hep Osmanlı !!! Edirne :))

Blogger olarak havalardan dem vurup yazıma başlamak istemem ama haftasonu o rüzgar neydi biri bir açıklama yapsın :)) Beni takip edenler az çok fark etmiştir gezip görmeyi çok severim yerimde de pek durabildiğim söylenmez :) Ama bu ara belki daha önce bahsetmişimdir bir yandan okul yolları bir yandan iş derken duruldum bir yerlere gidemez oldum. Tam bu ara imdadıma arkadaşım yetişti kalk gidelim bir yere gidelim neresi olursa gidelim diyerek sabahın köründe beni Edirne yollarına düşürdü :)


Bir Küçük Peynir Meselesi !!! Amsterdam :))

Yine gezip görüp geldiğimiz, değişik hikayeler biriktirdiğimiz hatta yazımıza isim veren hikayelerle dolu bir geziyle döndüm. Hatta kısa süreliğine de olsa tatil sezonunu kapattım diyebilirim. Ben gezerken hava sıcak olsun mümkünse :) Amsterdam'ın kışa giriş hali bile beni biraz tedirgin etti diyebilirim :)) Ben bileti alırken Eylül ayıdır dedim güzel olur dedim ama her Eylül bizim buralara benzemiyormuş :)


Deli Dolu Bir 30 Masalı

Yıllar önce bilmesem de hep güzel bir Eylül sabahı dünyaya gelmişimdir diye düşünmüşümdür. Yapraklar sonbaharın tüm renklerini almış, sokaklara saçılmış, hafif esinti kendini hissettiriyor ama güneşi gördüğün yerde de ısınıyorsun. Yazın biticeğine üzgünsündür ama başlangıçlar için de uygun zaman gelmiştir. Yazın hareketliliği üstündedir, ama sonbaharın sakinliği de çeker seni içine içine. Bundan 30 sene önce böyle bir sabah da doğmuş olmalıyım diye düşünürüm. Bugün seçme şansım olsa yine bir Eylül sabahı dünyaya gelmek isterim. Ben gibi...Eylül gibi...

Alın O Bulutu Üstümden: Budapeşte :)

Geç kalmış bir yazı ile karşınızdayım. Erteledikçe toparlamak daha da zor oldu, aslında Budapeşte'nin kendisi de başlı başına zor bir gezi olduğu için toparlayamamış olmamda normal. Sziget festivaline gittiğimden daha önceki yazılarımda bahsetmiştim. Festivalin bitimine iki gün daha ekleyerek tatilin son kısmını şehri gezmeye ayırmıştık. Zaten çok büyük bir yer olmadığı için kendimizce ve daha önce giden arkadaşlarımızın yönlendirmeleri ile iki günün yeterli olacağına grup olarak hem fikirdik. Hani şartlar da buna izin verse bence de 2 gün de mis gibi de gezebilirdik.


Sziget Festivali'nden Geriye Kalanlar

Daha önce Sziget festivaline bir giriş yazısı yazmıştım. Şimdi artık festivalde neler oldu, neler yaşandı kimler geldi, kimler gitti bunları bir bir anlatma zamanı :)) Diğer yazımda bahsettiğim üzere bu benim ilk yurt dışı festivalim oldu. İlklerle dolu bir festivaldi aslına bakarsanız. Bu yüzden mi bu kadar beğendim bilemiyorum ama yine olsa yine giderim diye rahatlıkla söyleyebilirim.


Sziget Festivali 2015

Beni takip edenler bilir bir süredir buralarda yoktum çok fazla yazı yazamadım. Yazamadım ama biri sürü güzel konular biriktirdim diyebilirim :)) Daha önce Macaristan vizesi almakta sıkıntı yaşadığımdan bahsetmiştim. Herhalde en son ne zaman bu kadar gerildin deseniz direkt olarak bu bekleme sürecini söyleyebilirim. Macaristan için vize başvurusu yapacak olanların kulağına küpe olsun bir yerden duymuştum diye hatırlaması için yazıyorum :) Eğer olur da bir gün Budapeşte'ye gitmeye karar verirseniz vize işlemlerine erkenden başlamakta fayda var. Nilaycım senin vizen ne zaman geldi derseniz seyahata çıkmadan bir gün evvel geldi. Anlayacağınız son dakikaya kadar gidip gitmeyeceğim belli değildi :))

Aylardan Biri Gibi "Temmuz'da"

Herkesin sevip tekrar tekrar izlediği filmler mutlaka vardır.  Benim için bunlardan biri Fatih Akin'in Temmuz'da filmidir. Bilemiyorum bu filmde beni çeken tekrar tekrar izletteren nedir ama kadere inanmayı unuttuğum zamanlarda açar izlerim. Temmuz ayında da mutlaka izlerim. O sebepten nerdeyse replikleri hafizamda unutulmazlar arasindadir. Film''in en başında erkek başrolümuz Daniel kıza sorar adın ne Juli "Aylardan biri Gibi" der ve hikâyemiz benim için burada başlar. 



X+Y'de ki X'i Ne Yapalım :)))

Yaz geldiğinden mi bilmiyorum ama bu aralar blogum ile çok fazla ilgilenemez oldum. Hani yazıcak bir şey bulamadığımdan değil de istediğim vakti veremedigimden sanırım böyle oldu.  Belki benimle aynı duygularda bir sürü blogger arkadaşım vardır bilemiyorum :)) Tabi yazın vermiş olduğu bir kıpır kıpırlik eve girememe durumu var o mağlum zaten cepte duruyor ;)) Benim sürekli bir şeyleri deneme isteğim,  gezmelerim, işler ve bir de son dakika gazı ile karar verdiğim Mühendislik Tamamlama sınavı eklenince darmadağın oldum.


Tekerleklerin Üstünde Kayan Dünyalar :))

Çocukluğumdan beri en çok istediğim şeylerden biri paten kaymaktı. Ancak annemin çocuğunu aslandan korurcasına patenden korumasından dolayı başlama fırsatım olmadı olamadı :)) Maalesef sevgili annecim ayaklarımın bire bir yere basmadığı hiç bir etkinliği desteklemedi :)) Bisiklet de bunlara dahil tabi ama bisikletin durumu biraz daha farklıydı. Canım ablamın bisikletle artistik havalı hareketler yapmaya çalışması ve bunun ardından denize uçması bizim bu aktiviteleri biraz körükledi. Dört tekerden iki tekere geçemeden annecim evde ki bütün tekerlekli ürünleri kaldırdı ve sonra da eve giremedi bir türlü :))
Paten

Ramazan'da Caz Dinlemeyen Kalmasın :)))

Yazının başlığı kulağa çok hoş geliyor dimi bende yazarken çok sevdim :) Haa başlık bulmak için çok da uğraştın mı acaba Nilay derseniz yok valla çok uğraşmadım. Mesajı açık net kafa karıştırmadan verelim dedim. Zaten etkinliğin takvimini inceleyip Yasmine Hamdan'ın ismini görünce içim bir pır pır oldu. Kim bu kızımız diyenler olabilir. Only Lovers Left Alive filmini izleyenlerin aklında hemen ışık yanmıştır hiç şüphem yok. İzlemeyenler için ise Sadece Aşıklar Hayatta Kalır filminin güzel sesli kızı 5 Temmuz akşamı Ramazan'da Caz etkinlikleri kapsamında Türkiye'de olacakmış.  

İstanbul'da Bir Cennet Kulindağ :)))

İstanbul'da yaşayanlar için çok yol gitmeden yeşilliğe kavuşmak en büyük hayaller arasında yer alıyor. Anlayacağınız yeşile özlem büyük 'Her yer bina Her yer inşaat' denilebilir. Hafta sonu uzak bir yere gitmek istesek trafik var gitmesi dönmesi bütün gün gidiyor. Zaten bir hafta sonu var insan dursun zaman akmasın istiyor. İşte tam bu noktada Kulindağ hayat kurtarıyor.

Kulindağ

Öyle Güzelsin Ki Kuş Koysunlar Yoluna....

Bundan üç sene öncesinde Leyla ile Mecnun'da izleyenler bilir Yavuz sevgilisine şiir okur, kitap okur sizde dinlerken kaybolur gidersiniz. Bu bölümlerden birinde elinde bir kitap vardı. Öyle derinden sözleri vardı ki kitlenip kalmıştım. Sonrasında sanırım o zamandan beri bu kitabı arıyorum. Bugüne kadar aradığım bir kitaba ulaşamama durumum hiç olmamıştı. Ne biliyim ikinci elde kitap hiç sormamıştım. Artık zaman öyle hızla ilerlemişti ki herhangi bir kitaba ulaşamamak duygusuna sanırım sahip değildim. İlk defa Nilgün Marmara'nın 'Kırmızı Kahverengi Defter' kitabı ile bu duyguları yaşadım. İlk defa bir kitabı bulamadığım için üzülmüştüm.


Beş Kardeşin Beşi Bir Olmaz ki ;)))

Bu yıl başladığına çok sevindiğim bir dizi vardı.  Onur Ünlü'nün yeni dizisi Beş Kardeş :)) İlk bölümünü izlediğimde tamam işte demiştim Leyla ile Mecnun'un bıraktığı yerden alıp götürücek, onun gibi olmayacak ama aynı duyguları yaşatacak bir dizi başlamış. Sonra reytinge yenik düştü ve Haziran ayına ertelendi diye bir haber geldi. Dedim ki ertelendi ama başlamaz. Bu aksam ne görim başlamışşş :)))

Çingeneler Zamanında Kaybolmak

En büyük tutkularımdan biri aslında müzik ve ne olmadan yapamazsın deseler ilk sıralarda kendine yer bulur.  Hani böyle etrafta kulaklıkla gezen sürekli müzik dinleyip bunu dinledin mi diye soranlar var ya evet işte itiraf ediyorum o benim :))) Her durum her mod için bir playlistim var. Bu yüzdendir ki hayatta en sinir olduğum soru ne tarz müzik dinlersin ? Hiç belli etmem ama bu soruyu duyunca deliriyorum. Her tarzın ayrı keyfi var insan niye birini seçmek zorunda kalsın ki ;)) Belki de ben seçemediğim içindir. Bana anneni mi babanı mi daha çok seviyorsunla es değer bir soru :)) Buna rağmen fark ettim ki sayfamda 'Ne Dinliyorum' bölümünde hiç yazı yok. Tam anlamıyla skandal !!!
Mor Karbasi

Duyduk Duymadık Demeyin Mimlendim !!!!! ''Ben Çocukkennn '

Hepimiz günlük hayatımızda ara ara ben çocukken diye başlayan cümleler kurarız. Mutlaka verecek örneklerimiz, yaptığımız komiklikler, gariplikler vardır :))Bende dolu dolu hikayeler var ara ara yazıyorum ;)) Ama bugün hangilerini secip yazicam ben de bilmiyorun akisa biraktim :))) Severek takip ettigim canayakin Deep sayesinde bende blog camiasında ilk defa mimlendim ;)) Bir heyecanlandim şimdi ben çocukken diye başlayıp ayrı telden çalarsam acemiliğime verin gülüp geçin lütfen :))) 

Her Pazartesinin de Suçu Yok :))

Sanmasınlar ki bu yazımda pazartesi sendromuna atıflarda bulunacağım :) Bana sorsanız pazar gibi güzel bir günün ardından pazartesi gelmemeli orası ayrı :)) Ben sabah erken saatlerde işe başlayan biriyim. Kesintisiz okuldan sonra iş hayatında altı yılımı doldurdum. Sayısız pazartesi vardır ki hala birbirimize alışamadığımız, karşılıklı olarak sorguladığımız, benim onu, onun beni suçladığı :)) Bu hafta cumartesi biraz yorucu geçtiği için pazarı genel olarak uyuyarak geçirdim. Cumartesiyi direk pazartesine bağlayınca sendrom olmuyormuş. 

Her Şeyin Başı Blog

Bu yazımda benim gibi blog yazmaya yeni başlamış ya da daha eski olup belki hala bir şeyler atladığını düşünen blogger arkadaşlarıma yardımı olacağını düşündüğüm bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Blog açmaya karar verdiğimden beri öncelikle bir sürü blog okumaya ve bu konu ile ilgili yazılmış, bana yardımı olacağını düşündüğüm, elime geçen her şeyi okumaya başladım. Bu esnada arkadaşımın bana tavsiyesi üzerine Salih Seçkin Sevinç'in benim gibi acemileri düşünerek kaleme aldığı ''Her Şeyin Başı Blog'' adlı kitabı okuma fırsatı buldum.

Yeşil'in Elli Tonu ''OLYMPOS''

Herkesin yaz planları yapmaya başladığı şu zamanlarda ben baya yıllık izinlerimi bitirme noktasına geldim sayılabilir. Ancak yıllardır olduğu gibi 19 Mayıs'da Olympos'a gitmeme fikri benim için düşünülemezler arasında diyebilirim :)) Üstelik oraların en güzel zamanı Mayıs ayı oluyor. Deniz çok ısınmamış, etraf çok kalabalık değil ve ateş başında oturma durumları geçerliliğini hala koruyor :)) Yani yazın kim nasıl otursun Antalya sıcağında ateşin başında :)))

Olympos

Büyüğüm Ben Çokluklar Var İçimde...

Otuz yaşıma yaklaştığim son gunlerde zaman daha mı hızlı mi geciyor derseniz belki öyledir. Zamandan öte daha hizli giden çok şey var gibi... Çocukluğumdan beri kendini zorlayan ne istediğini sorgulayan bir Nilay vardı. Hep bir arayış hep bir gitme isteği. Küçüklüğümden beri bu iki isteği yenebildin mi derseniz galiba hiç yenemedim. Değişen tek şey bu isteklerin artık yoruyor olması sanırım. 

İnsanın Bir Kardeşi Olmalı Hayatta :)

Bir insanın daha doğmadan hayatının güzelleşmesi için bir sebebi olur mu sorusunu hiç düşündünüz mü bilmiyorum ama benim için bu sorunun cevabını düşünmeme gerek kalmadan gözümün önünde, yanımda olmasa da kalbimde apaçık duruyor. Yani ben hayata sıfır ile değilde hep +1 ile başlamışım.Sonrasında her ne kadar eksilerim olsa da hep +1 ile her durumun üstesinden gelebilmişim.

Bir insanın ablası için söyleyebileceği en anlamlı sözler nedir derseniz bunu kelimelere sığdırabilmem gerçekten mümkün değil. Bir çoğumuz için de böyledir. Bugün canımın, hayatımın akış kaynağının, ilahi akıştaki yolculukta beni toplarıyla yalnız bırakmayan :)) düştüğümde kaldıran, kaldırdığında düşürebilen, ağladığımda güldüren, güldüğümde ağlatan :p (evet arada bunları da yapar :p ) herşeyimin doğumgünü.

Blog Keşif Etkinliği :))))

Blogumda yayın yapmaya başlayalı henüz çok kısa bir zaman oldu :)) Bu zaman içerisinde bir çok blog keşif etkinliğine katıldım. Bu sayede bir çok iyi blog takip etmeye başladım. Aynı şekilde beni de takip eden arkadaşlarım oldu :)) Aslında çok yeni olduğum için böyle bir etkinlik yapmayı planlamıyordum. Ancak dün mağlum hıdrellezdi ve benim dileklerimden biri de daha çok kişiye ulaşabilmekti. O yüzden sıcağı sıcağına böyle bir etkinliğe başladım umarım katılımı çok olan bir etkinlik olur ve herkesin yeni bloglar tanımasına faydası olur :))


Bu Dilek Bu Sene Olacak !!! ''HIDRELLEZ''

Şimdi zaman dilekleri hazırlayıp gül ağacı bulup, ateşten atlama zamanıdır :)) Yeniyıl'a girerken dileyip hala olmayan dileklerimiz varsa kaderi suçlamak için henüz çok erken :))) Ne demişler o kader buraya gelecek!!! O dilek bu sene olacak :)) Kimilerine göre batıl inanç olarak gelebilir ama bazı inanışlar çok eğlenceli. İnansak ne kaybederiz ki :)) Hem ya olursa :))


Festival'in Habercisi Mayıs Ayı

Bu yıl tüm organizasyon şirketleri anlaşmış sanki kışın çok sıkılmış da yazı bekleyememiş gibi bir halleri var. Öyle ki Mayıs ayını bildiğin bir festival şölenine dönüştürmeyi başardılar. Aynı gün iki ayrı yerde festival olma durumları falan insana noluyoruz dedirtiyor :) İyi hoş sonuçta benim gibi festival insanları mutlu ama insan düşünmeden de edemiyor her şeyi bu ay yaparsak bütün yaz sıkıntı yaşamayalım :)) Öyle olsun istemem bana zor olur umarım bütün yaz için planlama böyle gider :))

Bu Sokak'ta Festival Var !!!

İstanbul'da bazı sokakları gezmesi görmesi gerçekten çok keyifli. Tasarım ürünlerin satıldığı değişik dekorasyonlara ev sahipliği yapan butik dükkanları olsun, ruhsuz gibi duran sokakların duvarlarına yapılan rengarenk graffitiler ile birlikte buraları gezerken sokaklar, içinden çıkmak istemeyeceğiniz bir yer haline geliyor. Karaköy'e gidenler bilir henüz gidemeyenler için ise böyle yerlerden biri diyebiliriz. Her gittiğimde yeni açılan mekanları, farklı organizasyonları ve sokaklarda ki kalabalığı ile bizim için yaşayan, yenilenen yerlerden. 

Uluabat Göl'ünün Şirin Kıyısı: ''GÖLYAZI''

Haftasonu gezimin son uğradığımız yeri Gölyazı'ydı. Burası için tam bir balıkçı köyü diyebiliriz. Köye girerken köprüsü, girişte ki çay bahçesi, gözleme yapan kadınlarıyla dolu dolu olan ufacık bir yerleşim yeri burası :)) Yer yer sular altında kalmış ağaçları, rengarenk tekneleri cana yakın insanları gözleme kokan sokakları hepsi o kadar güzel ki uzun bir süre orada kalabilirsiniz. Hele bir gün batımı var ki sürekli izlemek isteyebilirsiniz. Sokakta ki kediler, havada uçan leylekler, etrafta kendi halinde gezinen kazları evett burası böyle bir yer. İstanbul'a huzurlu bir ara vermek için büyük bir sebep denebilir burası için :))

Mudanya'dan Geçtim Tirilye'ye Vardım :))

Daha önce Mudanya'da başladığım günübirlik haftasonu gezime Tirilye'ye geçerek kaldığımız yerden devam ediyorum :))) Normalde haftasonu bu kadar yürüdüğüm ve yol gittiğim zaman pazartesi ''Ofis de Zor Anlar'' adlı bir yazı paylaşma isteği yaşardım. Ama bu gezi bir şekilde dinlendirici oldu biraz da eğlenceli geçti bundan mıdır bilinmez bu tarz duygular içerisine hiç girmedim. Haftasonu'nu verimli kullanmanın verdiği huzur da olabilir sanırım :))

İstanbul'a Küçük Bir Ara İlk Durak ''Mudanya''

Sıcakların artık kendini hissettirmesi ile birlikte yakın yerlere kaçayım, biraz gezeyim, yeni yerler göreyim zamanları artık başladı. Artık tek sorunumuz bu hafta sonu nereye gitsem, ne yapsam olabilir. Yani tabi ki tek sorunumuz bu olmayacaktır ama en azından kendimizi iyi hissettiğimiz yerlerde olsak, İstanbul'dan da çok uzaklaşmayıp yakın yerler de olsak fena olmaz sanırım. Bende tam bu saydığım sebeplerle biraz da fotoğraf çekebilmek için bu hafta sonu günübirlik Mudanya-Tirilye ve Gölyazı'yı kapsayan kısa bir gezi yaptım. 

Küçük Çarpılar Büyük Mutluluklar : Kanaviçe

Son zamanlarda herkesin içine biraz anne, biraz teyze kaçmışcasına eskiden ya anne bunları yapma kullanmam dediğimiz her ne varsa yapıp kullanmaya başladık. Kendimden biliyorum herşeye ne gerek ne var niye uğraşıyorsun emeğine yazık diyerek anneme bır bır edip duruyordum. Şimdiler de anne bunu nasıl yapıyorsun, nasıl oluyordu diye sürekli sorular soruyorum :)) Eski değerleri kaybetmemek için ya da her şey çok makinalaştı ve ruhunu kaybetti diye mi bilinmez ama Kanaviçe son zamanların en popüler el işlerinden biri haline gelmeyi başardı. Daha önce nisan ayı etkinliklerinde duyurduğum minimint bahar atölyesine katıldım.

Bırakın Saçlara Bahar Gelsin

Saçlar da oldum olası aksesuar kullanmayı sevmişimdir. Hem enerji veriyor hem de insanın karakterini yansıtıyor. Eskisi gibi aşırı iddialı saç modellerini kullanmadığımız için ve doğal görünümlü saçların son zamanlarda popüler olmasından da kaynaklanıyor olabilir saç aksesuarları hayatımızda daha fazla yer alıyor. Kışın berelerden, yağmurdan çok fazla kullanamıyoruz ama artık baharı yansıtma zamanı geliyor :)) Bu yılda geçen sene olduğu gibi doğal dalga görünümlü saçlar, at kuyrukları ve örgüler hayatımızda olacak gibi gözüküyor. Benim saçlarım kısa olduğu için at kuyruğu ve örgülere uzaktan beğenerek bakıyor olacağım ama uzun saçlılar yapın, yakıştırın bizde kısa saçlılar olarak kıskanalım :) Ben örgüdeki renkli neon ip detaylarını çok sevdim. 

Şehirli Bereler

Havalar ısınmamak için inat edercesine bir bahar yaşatıyor bize. Gökyüzünde ki grilik gitmiyor, güneş yüzünü göstermiyor böyle bahar mı olur dedirtiyor insana... Sabah kalkıyorum tam böyle içim kıpır kıpır bahar sevinci ile dolucam şemsiyemi alıp dışarı çıkınca biran da kaçıp gidiyor :) 

Bu sabah Vogue' da gezinirken karşılaştığım berelere en azından önümüzdeki kışa kadar çok ihtiyacımız olmayacak ama renkli renkli bayıldım hepsine. Sloganlı bereleri zaten çok seviyordum ki bu şehirli bereleri ne kadar beğensem de benim için sloganlı bereler hala bir numara :) American Apparel'ın The Cities Beanie serisini sanırım önümüzde ki yıl daha fazla görürüz gibi geliyor :) 

Gerçi yağmurlar böyle devam edecekse ben bunlardan bir tane istiyorum. Siz ne dersiniz :))


Bahar'ın Olmazsa Olmaz Kombinleri ''Uzun Hırkalar, Kimono ve Ceketler''

Havaların hafif ısınması ile birlikte üstüme ne giysem dışarı nasıl çıksam tedirginliği yavaş yavaş başladı. Güneşin sanki ısıtıyormuş gibi yapıp aslında gölgede bizi kandırdığı günler çok uzak değil. O yüzden montların arka plana gitmeye başlayacağı bugünler hırkalar açık ara farkla yükselen değer :) Yazının başlığını yükselen değer hırkalar koysam daha mı doğru olurdu acaba :) Aslında bu mevsim geçişlerinde hep bir ne giyip çıksam tedirginliği olsa da bir kot, bir tshirt, bir hırka ve sade bir kolye ile bile şık olma rahatlığı var. Hele benim gibi mont giymeyi hiç sevmiyorsanız eğer üşüyor olsanız bile bu hırkalar güzeldir, candır, bir tanedir :))


Nisan Ay'ında Katılsanız Mutlu Olacağınız Etkinlikler :)

Bu aralar ruhum Nisan ayının gelişi ile birlikte kışın rehavetini atma isteğini ön plana çıkartırken, bedenim de bahar yorgunluğu denen durumla bir savaş hali sergiliyor. İyi olan kazansın derken  kendim için Nisan ayı etkinliklerini de oturduğum yerden gözden geçirmesem olmazdı :) Kendim için bir sıralama yaptım bir kısmına katılmaya bile başladım :) Ama ruh ve beden savaşım devam ediyor. Bir yandan 4 Nisan'da burcum da gerçekleşen tutulmanın etkilerini de üzerimde hissediyorum. Genelde bu tutulmalar olduğunda gerilmeler ve olumsuz bir enerji olur üzerimde ama bu sefer terazi burcunda olduğundan mı bilinmez güzel bir enerji ile tutulmayı geçirdim. 

Müziğin ve Sanatın Buluştuğu Festival ''Coachella''

Festival tarihleri de yavaş yavaş yaklaşmaya başladıysa artık güneşin bizi ısıtmaya başlaması yakındır :) Bugün H&M'in yeni sezonunu incelerken Coachella serisini görünce gidemiyor olsam da festivalin line up'ını incelerken buldum kendimi. Bilmeyenler için Coachella Amerika'nın en iddialı festivallerinden biri ve kendilerinin biletlerinin 3 saat içerisinde gibi çoook kısa bir sürede tükendiği ile ilgili söylemlerde ortalarda dolanıyor.

Sana Söz Yine Baharlar Gelecek !!!

Bana bir Nisan dedin mi benim için bahar başlar güzel bir his uyanır da sonrasında yaz gelir. Ve arkada o güzel melodi çalar Levent Yüksel ve o güzel şarkısı Tuana... Dinlerken alır götürür de bahar geldiğini içinde hissedersin. Bir hayal kurarsın da olmazsa olmazdır ya işte öyle anlardır baharın gelişi. Bu ara biz arkadaşlarla bir şekilde bu şarkıyı söylerken buluyoruz kendimizi ''Sana Söz Yine Baharlar Gelecek''!!! diye... 

Çok mu istiyoruz bahar gelsin diye yoksa şarkı mı çok güzel bilinmez de şarkıda dediği gibi hayat akıp gider devam eder de bırakmasak ya...


Biraz Popcorn Alır mıydınız ?? :))

Pazar akşamlarını film izlemeye ayırmayı oldum olası sevmişimdir. Pazartesi sendromuna hazırlanmak, hafta sonu yorgunluğunu azaltmak için en iyi fikirlerden biri sanırım güzel bir film izlemek. Belki bunda eskilerden kalan Parliament pazar gecesi sinemasının da katkısı büyüktür. Gerçi o zamanlar okul olduğu için filmin sonunu görmek pek mümkün olmuyordu. Şimdi de çalışıyoruz ama en azından filmin sonunu görebiliyoruz :))) 

Dubai 2015 Yaz Modası Görülmeden Gelinmez ki :))

Yazın sıcağını, güzel renklerini, cıvıl cıvıl sahillerini bırakıp sevdiğim İstanbul'a ve kışına tekrar kavuşmuşken içimizi kıpır kıpır yapan görüntülerden çok uzaklaşmak istemedim :) Dünya'nın en büyük alışveriş merkezlerini bir yere yaparsak, içinde de dünyaca ünlü markalarda olursa eee ülke zaten zengin olunca şıklık kaçınılmaz oluyor :)) Dubai yazın çok sıcak olduğu için insanların çoğu alışveriş merkezlerinde zaman geçirmek durumunda kalıyor. Sanırım görkemi sevmelerinin yanı sıra bu sıcağında alışveriş merkezlerinin büyüklüğü ve gösterişinde etkisi var. Vitrinler de bir o kadar başarılı tasarlanırsa saatlerce zaman geçirebilirsiniz :))

Kışın biraz koyu renge kaçıyor olsam da yazın rengarenk olmasını, ayakkabıları, çantaları çok seviyorum :))

O Çantayı Bana Verin Adlı Çalışmam :)))

Bana Bir Deniz Bir Kum Bir Güneş Olsun :))

Bu yıl İstanbul soğuk ile imtihan verirken, kardan ve yağmurdan kafamızı kaldıramazken, buralarda sıcağa, denize, kuma ve sıcacık güneşe alışmak tabi ki zor olmadı :))) Dubai de tatil yapmak istiyorsanız gittiğiniz mevsime dikkat etmeniz gerekiyor. Yoksa güneşleneyim, denize gireyim derken durumlar kritik bir hal alabilir. Buralarda tatil için en uygun zaman Ocak-Nisan arası, sonrasında sıcaklık çok arttığı için tatil sıkıcı bir durum alabilir. Yalnız buranın havasının çok değişken olduğunu söylemem gerekiyor. Bir gün çok sıcakken ertesi gün kapatabiliyor hatta yağmur da yağabiliyor . 

Artık içimizi ısıtan keşke yaz gelse dedirten görüntülere, yerlere gelelim :))

Dubai, Barasti Beach

Dubai'nin simgesi, Palmiye adasının incisi Atlantis Otel ))

Evett bugünkü durağımız Atlantis :)) Dubai'nin simgesi palmiye adamızın pek bir lüks oteli görülmez ise olmazı yerimiz :)) Palmiye adası bilindiği üzere yapay bir ada. Üç adadan oluşuyor; Palm Deyra, Palm Cumeyra ve Palm Cebel Ali. Atlantis oteli ise Palm Cumeyra'da bulunuyor. Ayrıca Arap körfezini görmek için en ideal yerde burası oluyor.
The Palm Atlantis Dubai

Dubai'nin Diğer Yüzü '' Oldtown''

Evet Dubai'de ki yeni durağımız buranın diğer yüzü diye bahsedeceğim Oldtown yani eski şehir dediğimiz bizim Eminönü ve Kapalı Çarşı'ya çok benzeyen bir şehir. Dubai'ye yaklaşık yarım saat uzaklıkta bulunmakta taksi, metro ve deniz yolu ile ulaşımı da mümkün. Ben giderken taksi ile ulaşımı tercih ettim yaklaşık 60 AED falan gibi bir fiyat tutuyor. Buraya geldiğinizde bizim görmeye alışık olduğumuz görüntülerle karşılaşacaksınız. Ancak altın olayını bana göre biraz aşmışlar. Bizim kapalı çarşıda da çılgın altın kemerler, kolyeler görmüştüm ama buradaki gibi bir altın gömlek vs. ile hiç karşılaşmamıştım. Altın gömleği niye yaptılar nasıl yaptılar bilemiyorum ama bu zengin ülkede alıcı bulmakta zorlanmayacakları kesin :)


Çöl Gibisi Yok :)))

Evettt Dubai gezimiz son hızıyla devam ediyor :)) Buralara kadar gelmişken çölde safari yapmasak olmazdı tabi ki :)) Ben daha önce hiç çölde safari yapmadığımdan biraz heyecanlandığım doğrudur. Safari ile ilgili detaylara girmeden önce ufak ipuçlarından söz etmek gerekir.Şimdi eğer sizde Dubai'ye gidip safari yapmaya karar verirseniz dikkat etmeniz gereken ilk şey Groupon'dan fırsat satın almak olsun. Yoksa 200-250 AED gibi bir miktar cebinizden çıkmak durumunda kalabilir. 


Abu Dhabi'ye Giderseniz Görmeden Gelmeyin :))

Bu yılın ilk tatiline Dubai yollarına düşerek başladımmm. Şuan İstanbul kışın soğuğu ile mücadele verirken Mart ayında sıcakla boğuşmak ayrı bir tecrübe oldu :) Dubai'ye gitmeden dikkat etmeniz gerekenler ile ilgili daha sonra bir yazı paylaşacağım ancak şimdilik sıcağı sıcağına sizlerle nereleri gezelim, ben nerelerde geziyorum bunları bir görelim istedim :)) 

İlk durağımız Abu Dhabi. Burası Birleşik Arap Emirliklerine bağlı yedi emirlikten petrol bakımından zengin olanı :) Dubai' ye yaklaşık bir saat mesafe de araba ile giderseniz. Ben araba ile yolculuk yaptım ancak metro ile ulaşım da mümkün. Abu Dhabi' de ilk görülmesi gereken yerlerden biri Büyük Cami olarak bilinen Büyük Şeyh Zayed Camisi.


İçinde İstanbul Var :)

Erk Acarer %100 İstanbul

Siz de benim gibi İstanbul'u bir yandan çok severken bir yandan da kendinizi çok yoruyor diye şikayet ederken buluyorsanız ama yinede İstanbul'a tapmaktan vaz geçemiyorsanız sevdiğiniz İstanbul'un sırlarıyla tanışma vakti gelmiş demektir :))

Erk Acarer'in %100 İstanbul adlı kitabı işte tam bu noktada karşımıza çıkıyor. İstanbul'un bilinmeyen yanlarını keyifli bir dille anlattığı bu kitapta İstanbul ile ilgili daha önce hiç duymadığınız yada duyduğumuz ancak yanlış bildiğiniz gerçekler ile tanışacaksınız :))  

Murat Her Yerdedir !!! 

Gelelim Yeni Kapı'nın hikayesineee :))


Haydi Gellll İçelimmmm :) -- Winter Glaze

Daha önce etkinliklerde kokteyl kursuna gittiğimden bahsetmiştim. Şimdi hazır kış bitmeden hafif ılık içilen sunumu ile sıcak şaraba büyük alternatif olan hatta ona meydan okuyan Winter Glaze'in dünyamıza girme vakti gelmiştir. İçerisinde kullanılan malzemeleri adeta şifa dağıtıyor gibi :) Bence hastalık durumunda da dolaptan malzemeler çıkarılarak yapılabilir. Gelelim kokteylimizin tarifineee


Ben de Kokteyl Yapabilirimmm :)

Bu yaz indirim sitelerinden birinde görüp nasıldır ki acaba ya dediğim amannn ne kadar kötü olabilir ki diyerek katıldığım kokteyl kursunda hiç tahmin etmediğim kadar eğlendim ve bir sürü yeni bilgi öğrendim :))
Ben Brown-Forman’ın düzenlediği bir etkinliğe katılmıştım. Yakın zamanda düzenledikleri bir etkinlik var mı bilemiyorum ama eminim biraz bir araştırma ile muadillerini bulabilmeniz mümkün J



Bir Osmanlı Köyü: Taraklı

Bir Osmanlı Köyü düşünün ve bunun günümüze kadar gelebildiğini hayal edin. İşte burası Taraklı :)
Sakarya'nın en güzel en şirin ilçesi diyebiliriz burası için. Yavaş yavaş ziyaretçilerine de alışmaya başlayan ve turistik bir hava kazanmasına yardımcı olan sıcak samimi halkıyla birlikte bu güzel beldemiz turizmcilerin dikkatini gün geçtikçe daha fazla çekmeye başladı.

Kültür bakanlığının yaptığı restorasyon çalışmaları ve bölgenin sit alanı ilan edilmesiyle beraber yavaş yavaş popülerliği de artıyor. Restorasyon çalışmalarının henüz tüm evlerde başlamamış ve biraz yavaş ilerliyor olması üzücü olsa da bütün çalışmalar tamamlandığında Taraklı hakkettiği değeri bulacaktır. 



Ofisten Sahneye 2015

Ofisten Sahneye 2011 yılından beri gerçekleşen iş hayatında profesyonel olarak çalışanların müzik tutkularını sahnelere taşıdığı bir organizasyondur. Bundan önceki yıllarda Ballantine's sponsorluğunda Garaj İstanbul'da gerçekleşen yarışma geçen sene kapılarını Billionare Club'a taşımış olsada bu yıl eski yerine geri dönüş yaparak hem katılımcıların hem de izleyicilerin yüzünü güldürücek gibi gözüküyor. Yarışma iki ay boyunca büyük şirketlerin kıyasıya yarışmasıyla sürüyor. Ünlü jürilerin en iyi performansı belirlediği yarışmada, izleyicilerin attığı sms'lerden aldığı puanlarda finale kalıcak grupları büyük ölçüde etkiliyor. Hatta jüri puanı ile finale kalabilicek gruplar sms puanları az geldiği için elenebiliyor. 

Ofisten Sahneye FUTURE IS NOW


Oscar'a Az Zaman Kala...

2015 Oscar'a aday olan filmler açıklanmaya başlamışken bu yıl benim en sevdiklerimden gönülden bütün ödülleri toplasın dediğim Wes Anderson'ın yönetmenliğinde dev oyuncu kadrosu ile büyüleyici bir masalsılıkla izleyebileceğiniz ''Büyük Budapeşte Oteli'' karşımızda :))

Filmi hala izlememiş olanlarımız varsa yağmurlu bir pazar günü renksiz bir havaya renk katacak sizi olduğunuz dünyadan alıp bambaşka sıcacık insanların arasına götürecek bir film ile karşımızda Wes Anderson.


Ve işte olayların geçtiği herkesin keşke bir gece kalabilsem diyebileceği Budapeşte otelimiz. Oyuncular arasında kimler yok ki, Ralph Fiennes, F.Murray Abraham, Saoirse Ronan, Tilda Swinton, Mathieu Amalric, Bill Murray, Williem Dafoe, Edward Norton. Dediğim gibi bu filmde herkesi görebilmeniz asıl en önemlisi her karakter ile aranızda bağ kurabilmeniz mümkün. 

Tasarım:Sawako Kuronuma